Pazarda isyan: ‘Ekonomistim’ diyen adam ekonomiyi mahvetti 2025-09-10 09:02:18     AMED – Pazara alışverişe çıkan kadınlar, ekonomik krizin toplumsal sorunlara yol açtığını belirterek, “‘Ekonomistim’ diyen kişi ekonomiyi mahvetti” dedi.   Türkiye’deki ekonomik kriz her geçen gün farklı bir boyuta ulaşırken, halkın alım gücü her geçen gün daralıyor. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (TÜRK-İŞ) 2025 yılı ağustos ayı verilerine göre, 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcama tutarı 27 bin 111 TL. Yine verilere baktığımızda, bir kişinin yaşama maliyetiyle asgari ücret arasındaki fark 5 bin 7 TL. Yoksulluk sınırı ise 88 bin 310 TL olarak karşımıza çıkıyor. Bu veriler, halkın alım gücünü daha da köreltiyor. Konuya dair Amed’in Yenişehir ilçesinde kurulan pazarda alışveriş yapan kadınlara mikrofon uzattık. Kadınlar, artan ekonomik krizin aile içi ilişkiler de dahil olmak üzere toplumsal ilişkileri kötü etkilediğini söyledi.   Pazardaki pahalılık, sağlıklı beslenmeye engel   Pazardaki meyve-sebze fiyatlarının yüksek olmasından şikâyet eden Gülsever Mavigöz, “Halkın alım gücü çok düşük. Yaşamak için tüketmek zorundayız. Ama meyveyi hiç alamıyoruz. 250 TL’ye çilek satıyorlar. Mevsim meyvelerinin fiyatı almış başını gidiyor. İnsanlar alamadıkları için vitaminsiz besleniyorlar ya da hiç beslenemiyorlar. Çocuklar gelişme çağında ve onların vitamine ihtiyacı var. Hamile olan kadının vitamine ihtiyacı var. Ve bu üç kategoride de insanlar mağdur. Bakıyoruz ama alamıyoruz, sadece bakmakla kalıyoruz. Alım gücümüz yok. Pazarlarda denetim yapılmıyor. Kendi kafalarına göre fiyat değiştiriyorlar. Tezgâhların fiyatları birbirine uymuyor” dedi.   ‘Ekonomistim’ diyen adam ekonomiyi mahvetti   Her yıl kış hazırlıkları yaptıklarını ama bu yıl ekonomik krizden dolayı yapamadığını söyleyen Gülsever Mavigöz, “Eşim emekli, maaşı bize yetmiyor. Haftalık alışverişi yapacağız ama yapamıyoruz. Kışlık alışverişini nasıl yapacağız? Allah bu millete yardım etsin, bizi bu hâle getireni de Allah kahretsin. ‘Ekonomistim’ diyen adam ekonomiyi mahvetti. Aşırı bir pahalılık var. İnsanlar artık bunu kaldıramıyor, akli dengelerini kaybetme durumuna geldi. Çocuklu aileler var, onlar nasıl geçinecek? Okullar açıldı; insanlar karınlarını mı doyursun, çocukları için kırtasiye alışverişi mi yapsın? Ne yapsın bu insanlar?” diye sordu.   ‘Türkiye’de elini neye atsan çorap söküğü gibi sökülüyor’   Kadının toplum içerisindeki yeri ve ekonomik durumuna dikkat çeken Gülsever Mavigöz, “Kadınların çoğunluğu tekstil atölyelerinde çalışmak zorunda kalıyor. Bazıları asgari ücretin altında çalışmak zorunda bırakılıyor. Çırak, usta gibi kategorilere ayırıyorlar. Türkiye’de elini neye atsan çorap söküğü gibi sökülüyor. Her şey bozuk. İnsanlar dayanamayıp intihara kalkışıyorlar. Ekonomi aile hayatını çok etkiliyor. İnsanlar boşanıyor, motivasyon kalmamış, enerjileri çok düşük. Türkiye’deki sorunlar aldı başını gidiyor. Gençler işsiz, atama yapmıyorlar. Eskiden kahvelerin önünden geçtiğimizde 60 yaş üstü insanları görürdük. Şimdi ise gençler doldurmuş, hepsi atanamayan gençler. Ülkemiz nasıl bir seviyeye geldi? Neyin öcünü alıyorlar? Kendi maaşlarına geldiğinde; bürokratı, bakanı, bunların maaşları bir günde zamlanıyor. Halka gelince aynı toleransla yaklaşmıyorlar, halkın başına bela olmuşlar” diye konuştu.   ‘Fiyatlardan dolayı hiçbir şey alamıyoruz’   Fatma Güler ise geçimini zor da olsa sağlayabildiğinin altını çizerek şunları söyledi: “Geçinemeyen bir sürü insan var. Fiyatlardan dolayı hiçbir şey alamıyoruz. Benim iki çocuğum var. Ben geçinebilirim ama çok çocuklu olan aileleri düşünemiyorum. Bizim çocuklarımız neden madde satıyorlar, hırsızlık yapıyorlar? Çünkü para yok. Devlet o gençlere bir iş imkânı sunsun, onlara el uzatsın, bizim çocuklarımız da böyle yapmasınlar. İnsanların hepsi aç.”   ‘Ekonomimiz çok kötü’   Evde hastası olduğunu ve onun için üzüm almak üzere pazara çıktığını belirten Mensure Emel, gördüğü fiyatlar karşısında isyan ettiğini söyledi. Mensure Emel, “Ekonomi zenginlere iyi, fakirlere kötü. Gidip akşama kadar kaymakamlığın temizliğini yapıyoruz, o para bile pazarda yaptığımız alışverişe yetmiyor. Salatalığın kilosu 30-35 TL. Yazın bu kadar pahalıysa, ben kışı düşünemiyorum. Pazara geliyorum, çürük sebzeleri almak zorunda kalıyorum. Pazar sabahtan kurulmuş ama ben akşam saatlerinde geliyorum. Bakayım, elde ucuza kalan sebzeler var mı, alayım diye” dedi.   ‘Faturalardan dolayı pazara çıkamıyorum’   Ekonomik krizle baş etmeye çalışırken bir de iş bulma sorunuyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Mensure Emel, “Allah yardımcımız olsun, kuldan yardım göremiyoruz. Benim oğlum hasta, hiçbir şey alamıyorum. Üzüm istedi ama fiyatlar çok yüksek olduğu için alamadım. Bazen İş-Kur’da iş çıkıyor, o da 12 bin TL veriyor. Su faturasına mı, elektrik faturasına mı, doğalgaza mı vereyim bilmiyorum. Bin 500 TL elektrik faturası gelmiş. 500 TL de su faturası gelmiş. Ben pazara, faturalardan dolayı çıkamıyorum” diye konuştu.