‘Ulusal Birliğin Önemi’ Konferansı: Birlikte kazanma zamanı 2025-07-27 12:20:02   AGIRÎ - “Ulusal Birliğin Önemi” konferansının sonuç bildirgesini açıklayan Demokratik Birlik İnisiyatifi, “Zaman tüm Türkiye halkları için birlikte kazanma zamanıdır. Konferansımız, Kürt siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve kanaat önderlerine Ulusal Birlik çatısı altında birleşme çağrısını yapmıştır” dedi.    Demokratik Birlik İnisiyatifi, “Birlik Amacıyla Barışa Doğru” şiarıyla Ağrı’nın Bazîd (Doğubayazıt) ilçesinde düzenlediği “Kürt Ulusal Birliğinin Önemi” konulu konferansın sonuç bildirgesini açıkladı. Bildiri, Bazîd ilçesinde bulunan Ahmedê Xanê Türbesi önünde yapıldı. Açıklamanın Kürtçesini Diba Keskin, Türkçesini ise Orhan Ayaz okudu.    Konferansın Ahmedê Xanê şahsında, Feqîyê Teyran, Şeyh Sait, Seyit Rıza ve Leyla Kasım’a atfedildiği bildirgede, “Konferansımız; halkımızın mücadele tarihi boyunca ulusal birlik ruhunu, iradesini ve talebini tüm iç ve dış engellemelere rağmen canlı tutarak günümüze taşıyan; bu uğurda mücadele eden tüm Kürt halk önderlerini, örgütlerini ve şahsiyetlerini büyük bir minnet ve saygıyla anmış; onların hayalini kurduğu ulusal birliği, onların kahramanca mücadelelerinin yol göstericiliğinde mutlaka başarma kararlılığını ve iradesini ortaya koymuştur” denildi.    ‘Ulusal birliği somut pratiğe dönüştürelim’   Bildirgede, Kürt halkının son yüzyıldaki tarihinin büyük bir mücadele, direniş ve kahramanlık tarihi olduğuna vurgu yapıldığı belirtilerek, “Ulusal birliğimizin sağlanamamış olması, elde edilemeyen başarının temel nedeni olarak değerlendirilmiştir. Yarım yüzyılı aşkın süredir süregelen demokrasi ve özgürlük mücadelemizin ortaya çıkardığı değerler, kazanımlar, deneyim ve tecrübeler; ulusal birliğin gerçekleşmesi yönünde çok önemli bir hafıza oluşturmuştur. Bu hafıza, ulusal birliğimizin inşasında tarihsel bir önem arz etmektedir” ifadeleri kullanıldı.    Konferansta; Ortadoğu, Kürdistan ve Türkiye’deki siyasal ve toplumsal gelişmelerin çok boyutlu olarak ele alındığı ifade edilen bildirgede, “Özellikle Suriye başta olmak üzere tüm Ortadoğu'nun büyük bir toplumsal altüst oluş sürecinden geçtiği tespit edilmiştir” sözlerine yer verildi.    ‘Kürt halkı Ortadoğu’da vazgeçilmez aktördür’   Suriye özelinde ve Ortadoğu genelinde yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmelerin, Kürt halkının mücadelesinde yeni bir sayfa açtığını vurgulanan bildirgede, şu ifadelere yer verildi: “Suriye’de Esad diktatörlüğünün yıkılmasının ardından yaşanan gelişmeler ve Kürt ulusal birliğinin acilen gerçekleştirilmesinin hayati önemde olduğu tespiti yapılmıştır. Kamışlo’da gerçekleşen Kürt Ulusal Konferansı selamlanmış, bu konferansın tarihsel bir anlam ve öneme sahip olduğu ifade edilmiştir. Konferansın, Kürdistan’ın tüm parçalarına örnek olması gerektiği ve bütün Kürt örgütlerinin bu birlik ruhunu kurumsal ifadeye dönüştürecek şekilde çalışmaları gerektiği belirtilmiştir.”    Ayrıca, Şam yönetiminin Alevi ve Dürzi halklarına yönelik saldırılarının tüm Suriye halkları açısından tehdit oluşturduğu, çok kimlikli, çok kültürlü ve çok inançlı Suriye toplumunun demokratik-federatif bir yönetim sistemine kavuşmasının önemi vurgulanmıştır.   ‘Kürt sorununun çözümündeki umut artmıştır’   Bildirgenin devamında şu ifadelere yer verildi: “Ortadoğu’daki bu yeni durum, Kürt halkı açısından da yeni bir sürecin başlangıcıdır. Kürt halkı, siyasal, askeri, örgütsel ve paradigmasal olarak Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesinde dönüştürücü ve vazgeçilmez bir aktör konumundadır. Tüm aktörlerin, stratejik planlamalarında Kürt halkını dikkate almaları gerektiği belirtilmiştir. Demokratik bir Suriye’nin inşası yönünde büyük fırsatların yanı sıra, ciddi tehditlerin de bulunduğu değerlendirilmiş; bu nedenle tüm Suriye halkları arasındaki birlik ve ittifakların hayati olduğu vurgulanmıştır. Konferans; Kürdistan’ın dört parçasında yaşanan gelişmelerin ulusal birliğe duyulan ihtiyacı daha da artırdığı, bu ihtiyaca cevap olarak bu konferansın düzenlendiği ifade edilmiştir.   ‘Abdullah Öcalan’ın çağrısı tarihsel önemdedir’   Ulusal Birlik Konferansı’nda, her bölgenin kendi özgünlüğü, siyasal ve toplumsal koşulları dikkate alınarak kendi kararlarını alma hakkına saygı duyulması gerektiğine dikkat çekilen bildirgede; “Bugün içinde bulunduğumuz tarihsel eşik; tüm Kürdistani yapılar, inanç toplulukları ve kültürel kimlikler açısından kritik bir yeniden kuruluş dönemidir. Kürt halkının kimliğine statü kazandırılması için, ulusal birlik ve ittifakın sağlanması hayati önem taşımaktadır. Bu amaçla sabır ve kararlılıkla mücadele edilmelidir. Konferans, Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te yaptığı Demokratik  Barış ve Toplum  Çağrısı'nın tarihsel önemine dikkat çekmiş; bu çağrının ulusal ve uluslararası düzeyde olumlu bir siyasi atmosfer yarattığı değerlendirilmiştir. Konferans; bu çağrıyı toplumsal barış için yeni bir sürecin başlangıcı olarak görmüş ve tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, akademik çevrelere, kanaat önderlerine, kadınlara ve gençlere demokratik toplumun kurumsallaşması yönünde sorumluluk yüklendiğini ifade etmiştir. Kadın ve gençliğin, bu sürecin öncüsü olması gerektiğine de ayrıca vurgu yapılmıştır.”   ‘PKK’nin kararı barışın önünü açtı’   Bildirgede, PKK’nin kendini feshetmesi ve silahlı mücadeleyi sonlandırma kararının barış sürecine katkı sunduğu ifade edilerek, “Özellikle Süleymaniye kentinde kadın öncülüğünde düzenlenen silah bırakma töreni, Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısına sahip çıkıldığını ve bu sürece stratejik yaklaşıldığını göstermiştir” ifadeleri kullanıldı.    Ulusal birlik çatısı altında birleşme çağrısı    Bu gelişmenin ulusal ve uluslararası kamuoyuna güçlü bir mesaj verdiğine vurgu yapılan bildirgede,  Türkiye ve hükümetinde aynı stratejik yaklaşımla gerekli siyasi ve hukuki adımları gecikmeden atması gerektiğine işaret edilerek, “Zaman, tüm Türkiye halkları için birlikte kazanma zamanıdır. Sonuç olarak; Konferansımız, Kürt siyasi partilerine, sivil toplum örgütlerine ve kanaat önderlerine Ulusal Birlik çatısı altında birleşme çağrısında bulunmuştur” ifadelerini kullandı.