Halk anlatıyor, sonuçlar Abdullah Öcalan'a sunulacak 2025-12-13 09:11:56   Semra Turan   HABER MERKEZİ - On yılların özlemi, umudu ve yeniden inşa iradesi barış buluşmalarına taşarken halkın talep, kaygı ve yürekten sesleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ulaşmak üzere bir araya getiriliyor; buluşmalar, barışa dair en derin duyguların yeniden filizlendiği tarihsel bir ana dönüşüyor.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın önerisi üzerine Kürdistan'ın 22 merkezinde planlanan "Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları" sürüyor.   Birkaç gündür 2 ayrı koldan başlatılan buluşmalar, önceki halk buluşmalarından farklı bir önem taşıyor. Abdullah Öcalan'ın önerisinin yanı sıra kendisi ile birlikte İmralı Cezaevi'nde kalan ve bu yıl tahliye edilen Veysi Aktaş ile Çetin Arkaş'ın konuşmacı olarak katılması bu önemi ayrıcalıklı kılıyor.   Yeniden inşa   İki koldan düzenlenen buluşmalarda bir koldan Çetin Arkaş bir koldan Veysi Aktaş, yanlarında ise Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri ve Asrın Hukuk Bürosu avukatları bulunuyor.       Bedlîs, Sêrt ve Êlih'te halk buluşmalarında Çetin Arkaş, TJA'dan Ayla Akat Ata, Asrın Hukuk Bürosu'ndan Suzan Akipa yer aldı. Buluşmalar, Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin 2'nci aşamaya geçiş ve yeniden inşa çalışması olarak da görülüyor.   Abdullah Öcalan'a rapor sunulacak   Süreç başladığından bu yana yapılan her bir çalışma kendi özgünlüğünde heyecan ve etki yaratsa da Abdullah Öcalan'ın önerisi üzerine bu buluşmaların  yapılması etki düzeyini arttırıyor. Bu buluşmalarda halkın talep, öneri, eleştiri ve sürece bakışının bilgileri not edilerek, rapor haline getirilmesi, ardından Abdullah Öcalan'a sunulması bekleniyor.     Dinmeyen bir çığlık: Bê Serok jiyan nabe   Kuşkusuz bu buluşmalarda halkın katılımı, heyecanı ve coşkusu çarpıcı bir şekilde dikkatleri üzerine çekiyor.   Halk, konuşmacı olarak katılanları dakikalarca ayakta alkış ve zılgıtlarla, "Bê Serok jiyan nabe", "Bijî Serok Apo" ve "Bi can bi xwîn em bi te re ne ey Serok" sloganlarıyla karşılıyor.      Öyle ki bugüne kadar siyasi partilerin yaptığı hiçbir etkinliğe katılmayan yurttaşların da bu buluşmaya yoğun ilgi gösterdiği önemli bilgiler arasında yer alıyor.     Saatlerce süren toplantıda halkın coşkusu, heyecanı, katılımcıları dinleme arzusu ise hiç dinmedi.   Halktan tarih hatırlatması   Salonları dolduran yüzlerce kişi, Abdullah Öcalan'ın fikirlerini, süreci nasıl götüreceğini ve halklara neler kazandıracağının merakıyla buluşmalara katılıyor. Buluşmalarda halklar, merak ettiklerini soruyor, eleştirilerini yapıyor, devlete olan güvensizliğin kaygısını anlatıyor, tarihsel uyarılarda bulunarak, talep ve önerilerini ortaya koyuyor.   Söz alan her bir yurttaş Abdullah Öcalan'a duyduğu, saygı, sevgi ve sonsuz güven bağlılığını da yinelemeyi unutmuyor.   İmralı etkisi   Gazeteciler olarak da ilk kez İmralı'dan tahliye edilenlerin katıldığı buluşmaların haberini takip ediyoruz. Bu eksende Sêrt ve Êlih'te takip ettiğim halk buluşmalarında ilk kez gördüğüm Çetin Arkaş'ın haber takibini yapıyorum. Kitaplarda, görüşme notlarında veya adaya gidenlerden sıklıkla duyduğumuz, okuduğumuz İmralı iradesi, duruşu ve dünyaya ışık saçan Abdullah Öcalan'ın etkisi elbette ki Çetin Arkaş'ta da vücut bulmuş hali ile ilk gözümüze çarpan özellik oluyor.      Çetin Arkaş, duruşu, konuşması ve hissettirdikleriyle her bir bireyde farklı bir anlam kazandırmanın yanı sıra Abdullah Öcalan'ın direnişini, yitirdikleri yoldaşlarını, 52 yıllık mücadele kararlılığını her bir cümlesinde vurgulaması halkın duygusunda büyük özlem ve tarihsel bir duygusallık yaratıyor.   Gözlerinin gördüğünü görebilmek...   Buluşmalara katılan herkes bu duygu ve düşüncelerin hissiyatı ile birbiri arasında özlem duydukları, düşüncelerini merak ettikleri ve sonsuz güven duydukları Abdullah Öcalan ile görüşmüş gibi hissettiklerini anlatıyor. Çetin Arkaş'ın gözlerinde Abdullah Öcalan'ı görme isteklerini dilden dile fısıldıyorlar.   Dikkatimi çeken bir başka nokta ise Çetin Arkaş'ın elinde not defteri ve kalemi ile salona giriş yapması oluyor. Takibini yaptığımız onlarca haberde konuşmacıların etkinliklere böylesi disiplinli bir katılım yapmasının nadir olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu da halkın düşüncelerini önemseyen, anlamlandıran, çözüm bulmaya çalışan ve Abdullah Öcalan'a en sağlıklı şekilde aktarmanın göstergesi olarak duruyor.   Kadınlar en önde     Buluşmalarda kadınların en önde yerlerini alması ise dikkatleri üzerine çeken bir başka husus oluyor. Bu da sürecin öncüsü ve öznesinin bir kez daha kadınlar olacağının sinyali veriyor. Ancak kadın ve gençlerin katılımının ise az olması da dikkatlerden kaçmıyor. Toplumun öncüsü kadınlar ile geleceği olan gençlerin katılımının düşük olmasının eleştirisi ve özeleştirisi de halk arasında tartışılan önemli başlıklardan biri oldu.     Topyekûn sahiplenme çağrısı   Buluşmalara konuşmacı olarak katılanlar, Abdullah Öcalan'ın selamlarını halka getirdiklerini, birlikte süreci yöneteceklerini ve barışı birlikte inşa edeceklerini vurgulayarak, topyekûn bir sahiplenme ve sorumluluk alma yönünde çağrı yaptı. Yine Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin hangi sonuçlar üzerine başladığını, başladığı günden bu yana yaşanan gelişmeleri, partinin 52 yıllık mücadele ve direniş tarihini anlatarak, bu sürecin neyi kazandıracağını, riskleri ve örgütlü bir halk olmanın önemi üzerine durdu.   Halk ne anlattı?     Yurttaşlar ise Abdullah Öcalan'a sonsuz güven duyduklarını, ancak devlete karşı güvensiz olduklarını belirtti. Bunun nedeni ise devletin yaklaşık bir yıldır süren süreç bağlamında sözden öteye gitmediği, yasal ve anayasal haklar konusunda her hangi bir adım atmadığını anlattı. Söz alan her bir yurttaş neredeyse bu kaygı ve endişeyi dile getirerek, Şeyh Sait, Seyit Rıza ve önceki çözüm süreçlerini hatırlatarak, tarihsel uyarılarda bulundu.   Yine bununla birlikte Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin halka yeterince anlatılmaması eleştirisi yapılarak, her görüşmenin kamuoyuna açıklanması ve sürecin şeffaf bir şekilde ilerlemesi istendi. Süreç bağlamında halk buluşmalarının sınırlı olmaması, süreklilik arz etmesi talebinde bulunuldu. Yine demokratik entegrasyon ve komünleşmenin ne olduğu, nasıl yaşam bulacağı üzerine sorular sıklıkla soruldu.   Kürt birliğinin önemi, Kuzey ve Doğu Suriye'deki kazanımların garantiye alınması, Türkiye'deki yürütülen süreçle hiç bir şekilde pazarlık konusu yapılmaması değerlendirmeleri yapılarak, iç yapıdaki örgütlülük anlamındaki eksiklikler, kişisel menfaat, liyakatsizlik, koltuklara bağlı kalmak, özel savaş politikaları, toplumsal çürümeye karşı yeniden inşa ve yapılanma ile halkın sorunlarını dinleyecek ve çözüm olacak mekanizmaların güçlendirilmesi önerileri öne çıktı.