
Artan şiddeti sokağa sorduk
- 09:05 31 Temmuz 2025
- Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız- Memihan Zeydan
WAN - Erkek egemen anlayışın ve cezasızlık politikalarının, erkek şiddetini normalleştirdiğini belirten kadınlar, güvende hissetmediklerini ve özgür olmak istediklerini paylaşarak bu konuda toplumsal bilincin sağlanması gerektiğini söyledi.
Artan erkek şiddeti nedeniyle her gün, en az bir kadın en yakını olan erkek tarafından katlediliyor. Siyasi iktidarın kadın düşmanı politikaları ve erkek şiddetini meşrulaştıran söylemleri, şiddetin ve kadın katliamlarının artmasına neden olurken, yargının cezasızlık politikası da bu şiddetin daha da normalleştirilmesine sebep oluyor. Hem kadın örgütlerinin raporlarında hem de ajansımızın yayımladığı aylık şiddet çetelelerinde erkek şiddetinin vardığı boyut açık bir şekilde görülürken, basına yansımayan, kayıtlara geçmeyen katliamlarda failler görünmezliğini koruyor.
Konuya ilişkin mikrofon uzattığımız Wanlı kadınlar, şiddetin ve artan kadın katliamlarının en büyük nedeninin cezasızlık politikası olduğunu ifade etti. Kadınlar, caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğini belirterek bunun yanı sıra toplumsal bilincin artırılması gerektiğine de dikkat çekti.
‘Cezasızlık politikaları faili teşvik ediyor’
Zozan Deniz, kadın katliamlarının artmasının nedenlerinden birinin, hukuki çalışmaların olmaması olduğunu belirterek, hukuk işlemediği için kadınların kendilerini güvende hissetmediğini söyledi. Kadınların, hiçbir alanda güvende olmadığını ifade eden Zozan Deniz, “Bu aileden, yetiştirilme tarzından ya da sosyal yozlaşmadan kaynaklı da olabilir. Toplum gün geçtikçe daha çok şiddete meylediyor. Bu da toplumun kanayan yarası. Caydırıcı cezalar verilmediği için artış başladı. Çünkü katliamı yapan kişi nasıl olsa çok kısa bir süre içerisinde dışarı çıkacağını bildiği için çok rahat hareket ediyor. Sonucunda ne kadar ceza alırsa alsın, kısa sürede çıkacağını biliyor. Bu da failleri, daha fazla katliam gerçekleştirmelerine teşvik ediyor. Ben kendimi güvende hissetmiyorum. Her an taciz edilebiliriz, katledilebiliriz. Bunun korkusunu yaşıyoruz. Başımıza ne geleceğini bilemiyoruz” dedi.
‘Özgür olmak istiyoruz’
Kadın katliamlarının ciddi boyutlara ulaştığını dile getiren Müjde Turgay, kadınların artık özgür bir şekilde yaşaması gerektiğini kaydederek, “Çok zor bir süreçten geçiyoruz bu konuda. Özgür olmak istiyoruz. Nasıl bir erkek gece dışarı çıkabiliyorsa biz de gece dışarı çıkmak istiyoruz. Buna artık dur denilmesi lazım, gerçekten önemli bir konu. Bu konuyu konuşmak da içler acısı. Ben de kendimi güvende hissetmiyorum, açıkçası ben saat 10.00’dan sonra dışarı bile çıkmıyorum. Kadın katliamları çok arttı, kendimizi güvende hissetmiyoruz. Kesinlikle caydırıcı cezalar gerekiyor, buna bir çözüm lazım” şeklinde konuştu.
‘Korku ve endişeyi artık bırakmak istiyorum’
Artan erkek şiddeti nedeniyle güvensiz bir ortamda olduğunu hissettiğini paylaşan Rojda Safalı da, kadınların artan erkek şiddeti karşısında yaşam alanlarında güvenli bir şekilde yer alamadığını, şiddetin nerede karşılarına çıkacağını bilmediklerini söyledi. Rojda Safalı, “Bu şiddetin durmasını ve adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Güvenli bir ortam oluşsun artık. Kadınların da özgürlüğü, hakkı olsun. Az önce bile yaşadım, arkamdan biri geldiği zaman tedirgin oluyorum. ‘Acaba bir şey mi yapar, bir zarar verebilir mi’ diye düşünüyorum. Bu korku ve endişeyi artık bırakmak istiyorum. Bütün kadınlar adına rahat olalım diyorum. Özellikle katliamların yoğun olduğu yerlerde daha çok tedbir alınmalı” diye belirtti.
Erkek şiddeti meşrulaştırılıyor
Katliamların artışında cezasızlık politikalarına dikkat çeken Rojda Safalı, faillerin katliamları meşrulaştırdığını ve verdikleri ifadelerin hep aynı olduğunu vurgulayarak, “Faillerin birçoğu zaten ‘Pişmanım, kendimde değildim’ deyip sıyrılıyor ama bunların olmaması gerekiyor. Direkt tutuklanmaları lazım, müebbet hapis cezası almaları lazım. Bugün birine yapan yarın sana, bana yapar. Adaletin yerini bulmasını istiyorum” diye ifade etti.
‘Toplumsal bilinç artmalı’
Esra Kaplan, erkek egemen zihniyetin, kadın mücadelesi sayesinde kadınların artık yaşamın her alanında yer almasından ve kadın bilincinin artmasından rahatsız olduğunu kaydederek, “Zaten ataerkil bir toplumda yaşıyoruz ve bu toplumun içerisinde onlarla aynı şartlara sahip olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden katliamların arttığını düşünüyorum. Toplumsal olarak henüz erkekler ve kadınlar aynı düşünemiyor. Caydırıcı cezalar verilmiyor ama bundan ziyade artık bilinçlenmemiz gerektiğini düşünüyorum hem kadınlar hem de erkekler olarak. Biraz daha toplumsal bilincin artması gerektiğini düşünüyorum. Evet caydırıcı cezalar yok çok okuyoruz haberlerde. Genelde şunu görüyoruz; öldürdü ama bir yerden sonra tutuklanmadı bile, ceza almadı. Ya da para cezasıyla çıkarıldı. Bu tür şeyleri çok görüyoruz. Haliyle erkekler ‘nasıl olsa başıma bir şey gelmez’ deyip yapacağını yapıyor” dedi.
‘Güvende hissetmiyoruz’
Kendini güvende hissetmediğini paylaşan Esra Kaplan, yolda yürürken bile kadınların rahatsız edici bakışlara, tacize maruz bırakıldığını belirterek, “Hangi kadına sorarsanız sorun, hayatında en az bir kere tacize uğramıştır ya da daha kötü şeylere maruz kalmıştır. Sadece taciz boyutu da değil, bunun ailevi boyutu da var, baskılar da var. Sesimizi ne kadar çıkarırsak çıkaralım ya bastırılıyor ya da dikkate alınmıyor. Ben genel olarak biraz daha çekirdekten yetişmemiz gerektiğine inanıyorum. Çocukları en azından buna yönelik yetiştirirsek önüne geçebiliriz” diye konuştu.
Psikolojik şiddet vurgusu
Her güne kadın katliamı haberiyle uyandıklarını söyleyen Zübeyde Salihoğlu ise yargının verdiği kararların bu konudaki sorumluluğuna değinerek şu ifadelere yer verdi: “Çok fazla ceza almalılar ki ceza caydırıcı olsun. Caydırıcı ceza almayan insan tabii elini, kolunu sallayıp bunu yapacak. Şu anda bile kaç kadın vardır evinde, zulüm altında her türlü şiddeti yaşayan. Sadece fiziki şiddet değil, psikolojik şiddet de var. Cezalar caydırıcı olmalı”