'Demokratikleşme özgürlük yasalarıyla mümkün'

  • 09:06 27 Aralık 2025
  • Güncel
Büşra Turan
 
WAN - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Demokratik Toplum Süreci'nin temel unsurlarından biri olduğunu açıkladığı "özgürlük yasalarını" değerlendiren Avukat Hülya Çelik Sönmez, "Bu yasalar temel tüm hakları içerir. Bu yasaların uygulanabilirliği bir ülkenin ne kadar demokratik olduğuyla doğrudan orantılıdır. Demokratikleşme ancak özgürlük yasalarının hayat bulması ile mümkündür" dedi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta açıkladığı deklarayon ile başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nde önemle dikkat çektiği hususlardan biri "Özgürlük yasaları" başlığıydı. Demokratik Toplum Süreci'nin temel unsurlarından biri olan özgürlük yasaları kamuoyunda büyük ilgi görüyor. 
 
Abdullah Öcalan, barışın toplumsallaşabilmesi için hukuk, özgürlük ve demokratik siyaset zeminlerinin güçlendirilmesi gerektiğini, demokratik toplumun ancak özgürlük yasalarıyla inşa edilebileceğini belirterek, yasal güvenceye kavuşmayan hakların kalıcı olamayacağı değerlendirmelerinde bulunmuştu.  
 
TJA'da Avukat Hülya Çelik Sönmez ile demokratik entegrasyon ve özgürlük yasalarının ne olduğunu, yaşam bulması halinde ne gibi sonuçları doğuracağı üzerine konuştuk.  
 
Özgürlük yasaları: Tüm hakları içerir
 
Özgürlük yasalarının demokratik toplumlar açısından hayati bir önem taşıdığını söyleyen Hülya Çelik Sönmez, “Özgürlük yasaları temel hak ve bireysel özgürlükleri kapsayan bir yasadır. Özgürlük yasaları ifade ve düşünce özgürlüğünü kapsar. İnsanların temel ve insani olarak sahip olduğu tüm hakları içerir. Bu yasaların uygulanabilirliği bir ülkenin ne kadar demokratik olduğuyla doğrudan orantılıdır. Yani bir ülke bu yasaları ne kadar uyguluyorsa o kadar demokratik bir ülkedir" dedi. 
 
Türkiye yasaları
 
Türkiye'ye yasalarına işaret eden Hülya Çelik Sönmez, "Anayasa ve yasal güvence olmasına rağmen basın özgürlüğü, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi temel hakların  uygulanmadığını görüyoruz. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve kadın haklarıyla ilgili yasalara baktığımızda da ne yazık ki bu hakların ciddi biçimde sekteye uğradığını görüyoruz” diye belirtti. 
 
'Yasal düzenleme şarttır'
 
Hülya Çelik Sönmez, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrıyla Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin başladığını vurgulayarak, "Sürecin artık hukuki ve yasal bir zemine oturtulması gerekiyor. Türkiye’de barış yasalarının ve özgürlük yasalarının hayata geçirilmesi şarttır. Aslında bazı yasaların yeniden yapılmasına gerek yok. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir deniliyor, ifade ve düşünce özgürlüğü anayasalarda var ancak uygulanıyor mu? Ne yazık ki uygulanmıyor. Bu baskının kaldırılması bile başlı başına bu yasaların uygulanması anlamına gelir. Yasal düzenlemelerin yapılması şarttır” ifadelerini kullandı. 
 
'Demokratikleşmenin temel unsurudur'
 
Özgürlük yasalarının demokrasi ve toplumsal eşitlik açısından da önemli olduğuna işaret eden Hülya Çelik Sönmez, demokratikleşmenin temel unsurunun özgürlük yasalarının uygulanması olduğunu ifade etti. Hülya Çelik Sönmez, “Bir demokrasiden ya da demokratik bir yönetimden söz edebilmemiz için bu yasalar olmazsa olmaz bir ayağı oluşturur. Bu yasalar olmadan demokratik entegrasyonun gerçekleşmesi ne yazık ki mümkün değildir" diye aktardı. 
 
'Eşitsizlik ortadan kaldırılmadan demokratikleşme olmaz'
 
Kangrene dönüşmüş sorunlardan birinin kadına yönelik ve katliamlar olduğunu vurgulayan Hülya Çelik Sönmez, "Kadınlar tarih boyunca toplumun her alanında ve her çatışma döneminde bir koz olarak kullanılmış, kadın bedeni üzerinden kazanımlar elde edilmeye çalışılmış, baskıya ve şiddete maruz bırakılmıştır. Bu nedenle özgürlük yasalarının kadın ve cinsiyet eşitliğini sağlaması temel bir gerekliliktir. Bu sağlanmadan toplumsal uyuşmazlığın giderilmesi ve demokratik entegrasyondan söz edilmesi mümkün değildir" dedi.
 
'Kadına şiddeti ortadan kaldıracak'
 
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasıyla birlikte kadına yönelik şiddetin gün be gün arttığını hatırlatan Hülya Çelik Sönmez, "Bu da şunu gösteriyor; kadına yönelik şiddetin azaltılması ancak bu özgürlük yasalarının hayata geçirilmesiyle mümkündür. Özgürlük yasaları öncelikle kadın üzerinden etkili olacaktır, bu yasalarla birlikte cinsiyet bilinci gelişecek, toplum özgürleşecek, bilinç düzeyi artacak ve demokratik entegrasyon sağlandıkça kadınlar da doğrudan ve dolaylı olarak bundan etkilenecektir. Özgürlük yasalarının uygulanması hukuksuzluğun önüne geçecek, kadının maruz kaldığı ayrımcılığı ve şiddeti ortadan kaldıracaktır” diye aktardı. 
 
'Özgürlük yasasısı ile demokratikleşme'
 
Demokratikleşmenin kalıcı hale gelmesi için yasal zeminin zorunlu olduğunu yineleyen Hülya Çelik, şunları söyledi: “Demokratikleşmenin kalıcı olabilmesi için, dünya örneklerine ve barış süreçlerine baktığımızda yeniden entegrasyonun sağlanabilmesi adına mutlaka yasal bir zemin oluşturulması gerekiyor.  Bu yasal talepler yalnızca Kürt halkı için değil, Türkiye’de yaşayan tüm halklar açısından pozitif bir etki yaratacak ve ülkenin demokratikleşmesini tamamlamasını sağlayacaktır." 
 
'Toplumsal karşılığı olmalı'
 
Yasaların toplumsal karşılığı ve katılımcı biçimde hazırlanmasının önemine de değinen Hülya Çelik, “Bir yasa oluşturulurken yasaların bir ruhu olduğunu söyleriz ve bu ruhunu halktan alır. Yasalar hazırlanırken halkın nabzının tutulması, ne istediğinin, ne talep ettiğinin ve beklentilerinin ne olduğunun kamuoyu yoklamalarıyla ortaya konulması gerekir. Bu şekilde hazırlanan yasalar hem daha geçerli olur hem uygulanabilirliği artar hem de toplumda karşılık bulur. Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından, başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye’de yaşayan tüm halklar için bu özgürlük yasalarının bir an önce oluşturulmasını ve yasal bir zemine kavuşturulmasını istiyoruz" diye konuştu.