Binler Amed şöleninde Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü istedi
- 19:14 14 Ağustos 2025
- Güncel
AMED - Amed'de “Öncüleşen gençlikle demokratik toplum şöleni” şiarıyla, binlerin katıldığı şölende, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmadan demokratik bir toplumun inşasının olamayacağı vurgulandı.
Demokratik Kurumlar Platformu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gençlik Meclisi öncülüğünde, Amed’de “Öncüleşen gençlikle demokratik toplum şöleni” şiarıyla “Barış ve Demokratik Toplum Yürüyüşü" düzenlendi. Aralarında DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar, Keskin Bayındır, DEM Parti milletvekilleri, il, ilçe belediye eşbaşkanlarının da olduğu binlerce kişi DEM Parti Amed İl Örgütü binası önünde bir araya geldi. Burada uzun süre halaya duran kitle, "Biji Serok Apo", "Be Serok Jiyan Nabe", "Jin Jiyan Azadi", “Biji Berxwedan zindana”, “Selam selam İmralı’ya bin selam”, “Gençlik Apo’nun fedaisidir”, “Pkk halktır, halk burada” sloganlarıyla Kent Meydanı’na kadar yürüyüş düzenledi. Zılgıt ve alkışların bir an durmadığı yürüyüşe halk, evinin penceresinden barış işareti, alkış ve zılgıtlarıyla eşlik etti. Her geçen dakika büyüyen yürüyüş, sonrası halk şölenin yapılacağı alana kortejler şeklinde girdi.
Şölen, özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından Kürt ulusal marşı Ey Raqip marşının okundu. Marşın ardından alan “Biji Serok Apo” sloganıyla yankılandı. Hınca hınç dolan alanda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın onlarca posteri açıldı.
‘Önder Apo İmralı tecridinden özgürleşmeden özgür bir toplum inşa edilemez’
Şölende ilk olarak DBP Parti Meclis Üyesi Sultan Yorulmaz söz aldı. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmadıkça özgür bir toplumun inşasının olamayacağını belirten Sultan Yorulmaz, “Başta barış ve demokratik toplumun mimarı Önder Abdullah Öcalan’ı canı gönülden selamlıyoruz. Kürtlerin bayramı, Ekin'lerin Sofi'lerin ruhuyla selamlıyoruz. Bu süreç, tarihin, yeniden doğuşun, demokratik toplumun başlangıcıdır. Gençler olarak bu süreci destekliyoruz. Yolumuz Eliflerin yoludur. Önder Öcalan bize, ‘örgütlenin, gittiğiniz yeri örgütleyin’ diye bir mesaj gönderdi. Bu bizim için bir sorumluluktur. Asimilasyona karşı toplumu örgütleyeceğiz. Bütün dünya, dost-düşman herkes bilsin Önder Apo İmralı tecridinden özgürleşmeden özgür bir toplum inşa edilemez. Bizler kominalist yoldaşlıkla devam edeceğiz. Yaşasın şehitler, yaşasın gençler, yaşasın Önder Apo, yaşasın özgür Kürdistan, Biji Serok Apo” dedi.
Sultan Yorulmazı’ın konuşmasının ardından sanatçı Kasım Taşdoğan sahne aldı.
‘Kürtler bugün özgürlüğün gücü’
Daha sonra DBP Eşgenel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar söz aldı. Çiğdem Kılıçgün Uçar, Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu tarihi çağrıdan sonra barışın konuşulduğuna dikkat çekerek, “Türkiye çok önemli bir süreçten geçiyor. Kürt özgürlük hareketi belki de kimsenin beklemediği adımlar atarak barıştaki ısrarını gösterdi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu çağrı Türkiye’de büyük yankı uyandırdı. Çağrıdan sonra bugün savaşın değil barışın koşullarını tartışabiliyoruz. Barış ve demokratik toplum sürecinin bir rotası var. Bu rotada demokrasi ve özgürlük var. Kürdistan’ta halkımız öyle şeyler yaşadı ki bir laboratuvar yapıldı burası. En zorlu süreçlerden geçen bu yer, bugün özgürlük alanın öncüsü rolünde. Özgürlük mücadelesini bayrak yapıp taşıyanların ayağına taş değmesin. Onların sayesinde bugün adaleti, hukuku ve özgürlüğü konuşuyoruz” ifadelerini kullandı.
Rojava'ya dönük saldırılara dikkat çekildi
Barışın tartışıldığı bu süreçte Rojava’ya yönelik saldırıların devam ettiğini belirten Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Ülkenin Dışişleri Bakanlığı Suriye’den çıkmıyor. Derdi ne? Kuzey Doğu Suriye’nin yıllarca tırnağıyla ilmek ilmek ördüğü ortak yaşamı hedef haline getiriyor. Halkların bir arada yaşamasını hedef haline getiriyor. Siz bugüne Kürdistan’da Türkiye'de bomba patlatan, insanları katleden DAİŞ’e parmak salladınız mı? Bu ülke HTŞ ile komşu olmayı kabul ediyorken, Kürt halkıyla niye sınır komşusu olamıyor? Rojava kimsenin test alanı değildir. Araya sınır koysanız da Kürt halkının kalbi 4 parça Kürdistan’da bir atar. Kürtler bugün bir güç. Demokrasinin, özgürlüğün, kadın özgürlük mücadelesini, ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla evrenselleştiren bir güç. Ama görün ki sabah akşam Suriye’de başka şeyler yapılmaya çalışıyor. Israrla Rojava’yı, Kuzey Doğu demokratik güçlerini Türkiye halklarına, Ortadoğu halklarına düşman gösterme çabası var. Kürt halkı hiçbir zaman yaşadığı coğrafyadaki halklara düşman olmadı. Tam tersine düşmanlık yapanların karşısında durdu. Düşmanlık yapanların elinden bütün kozları aldı. Rojava’da açığa çıkan ortak yaşam iradesi, demokrasi iradesi her birimizin savunacağı temel parametrelerden biridir” diye belirtti.
‘Kürtler bu topraklara demokratik siyaseti armağan etmiştir’
Çiğdem Kılıçgün Uçar, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Ne devlet ne de iktidar aklı ideolojik sınırlar çizmemeli. Barış, demokratik toplum dediğimiz şey herkesin aynı şekilde düşünmesi, aynı dili konuşması, aynı partiye oy vermesi demek değildir. Barış ve demokratik toplumun temelinde özgürlükler ve hukuk vardır. Türkiye’deki siyaset gündeminde sahte diploma var. Siyaset alanını o kadar kirlettiler ki demokrasi, özgürlükler adına iş yapan bir mekanizma olmaktan çıkardılar. Demokratik siyasetin öncülüğünü yapan kim? Bizleriz. Türkiye’de ve Orta Doğu’da demokratik siyasetin Kürt sorunun çözümünde en güçlü anahtar olduğunun tespitini yapan, bunun mücadelesini veren bizleriz. Kürtler bu topraklara demokratik siyaseti armağan etmiştir. O yüzden yeni dönemin ruhu demokratik siyasettir, barış ve demokratik toplumdur. Kurucusu olduğumuz bu coğrafyada Türkiye’nin kuruluş aşamasında, anayasasından meclisine Kürtlerin varlığına dair kurulan sözleri, yapılan antlaşmaları kim ortadan kaldırdıysa; bugün ülkenin demokratikleşmesini engelleyenler onlardır. O yüzden diliyoruz ki komisyonda yer alan siyasi parti temsilcileri bu süreci sahiplenir. Kaybedilecek bir yüz yılımız daha, değerlerimiz yok.
‘İnanmak gerekiyor…’
Anayasadaki, hukuktaki eksiklikler, bütün hukuksuzlukların ortadan kalkması için tek ses olacağız. Tecride rağmen, onca düşmanlık politikalarına rağmen Sayın Abdullah Öcalan diyor ki; ‘Kürt halkının varlığı artık kabul edilmiştir, şimdi sıra özgürlükte.’ Sayın Öcalan’ın gösterdiği cesaretin yarısını bu ülkenin siyasi partileri gösterse bu ülkede Kürt sorunu da diğer sorunlarda çözülecek. Bu tecridi hep birlikte yaramayacak mıyız, ortadan kaldıramayacak mıyız? ‘İmralı adasını barış adası yapacağım’ diyen Sayın Abdullah Öcalan’a burada demokratik toplumun sözünü vermeyecek miyiz? Bu ülkenin devlet ve iktidar aklı yüz yıl önce devlet kurulduğunda ulus devlet olması için verdiği çabanın yarısını demokrasi için gösterse, yarın bütün krizleri aşmış olacağız. Bunun için inanmak gerekiyor. Yeniden barışı konuşturtan Sayın Abdullah Öcalan’a sonsuz teşekkürler.”
Konuşmanın ardından Koma Hewra sahne aldı. Kitle saatlerce halaya durdu.
Şölen “Biji Serok Apo” sloganlarıyla sona erdi.