AMED - TJA, Jina Emînî’nin katledilmesinin ardından başlayan ve üçüncü yılına giren ‘Jin, Jiyan, Azadî’ direnişine ilişkin yaptığı açıklamada, “Kadınların isyanı sadece başörtüsüyle açıklanamaz; bu, ideolojik bir mücadeledir” dedi.

 

İran'ın başkenti Tahran’da, 13 Eylül 2022’de metro istasyonu çıkışında gözaltına alınan ve gözaltı sırasında işkenceye uğrayan Jina Emînî, gözaltındaki diğer kadınların ısrarı ile hastaneye kaldırılmıştı. 16 Eylül 2022’de Kasra Hastanesi’nde tedavisi süren ve iki böbreği iflas eden, kalbi ve beyninde hasar oluşan Jina Emînî'nin, bedeninin gördüğü işkenceye dayanamayarak kalbinin durduğu açıklandı. Kiaresh Emînî, kardeşinin işkence sonucu yaşamını yitirdiğini, karakoldan hastaneye geç getirilmemiş olsaydı doktorların kurtarabilme umudunun olduğunu belirtti. Jina Emînî’nin katledilmesinin ardından Rojhilat ve İran kentlerinde kadınlar “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı ile alanlara çıkarak hükümeti protesto etti. Kadınlar öncülüğünde başlayan isyan, toplumun tüm kesimlerine yayıldı.

 

Bunun üzerine, Kürdistan başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı eylemleri başladı ve bu bir isyana dönüştü. Tevgera Jinên Azad (TJA) da buna dönük yazılı bir açıklama yayınladı.

 

Rejime karşı cesaretlerini gösterdiler

 

TJA, yaptığı yazılı açıklamada, dünyanın dört bir yanında kadınların direnişinin sesi haline gelen “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesinin isyana dönüşmesinin üçüncü yılına girildiğini belirtti. Açıklamada, kadınların Molla rejimine karşı özgür yaşam talebiyle sokaklara çıkarak güçlü bir direniş sergilediği vurgulandı. Kadınların sokakları birer özgürlük alanına dönüştürdüğü ifade edilen açıklamada, ataerkil düzenin kadınların kaderini belirleyemeyeceği gerçeğinin bu cesur direnişle ortaya konduğu kaydedildi.

 

TJA’nın açıklamasının devamı şu şekilde: 

 

“Kadınların feodalizm ve kapitalizme karşı Özgür Yaşam Kanunlarını, Kürt kadınlarının öncülük ettiği Jin, Jiyan, Azadî eylemlerinde mücadele etme gücü ve örgütlülüğü kanıtlamaktadır. Her gün binlerce Jina Emînî, ataerkil düzen tarafından taciz, tecavüz, işkence, baskı, zorbalık, psikolojik şiddet, öldürme ve katledilme ile yüz yüze kalmaktadır. Bu nedenle kadınların isyanı, sadece başörtüsüyle izah edilemeyecek kadar politik ve ideolojiktir. Bin yıllardır kadın varlığına, iradesine karşı devam eden ataerkil düzenin yarattığı kırım siyasetine karşı kadınların evrensel direniş sloganı haline gelmiş Jin, Jiyan, Azadî kuramı, radikal bir sesleniştir.

 

Özgürlüğün sesi

 

Küresel bir direnişe dönüşen Jin, Jiyan, Azadî serhildanları; İran, Afganistan ve Pakistan arasında bölünerek asimilasyona ve yok sayma politikalarına karşı Beluç kadınların ilham kaynağı, kast sisteminin otoriter zulmüne karşı Hindistanlı kadınların sözü… Taliban zihniyetinin din adıyla sunulan çarpıklığına karşı direnen Afgan kadınlarının mücadelesinin özgürlük sesi… Dünyanın dört bir yanında kadınların dili, sözü ve kendini haykırmasının kimliği haline geldi.

 

TJA olarak Jin, Jiyan, Azadî direnişini büyütenleri selamlıyor, başta Jina Emînî olmak üzere direnişte yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz. Bundan sonra da Jin, Jiyan, Azadî felsefesini her yerde yaşamsallaştırmanın arayışı içinde olacağımızı belirtiyoruz.”