
'Ekolojik kent modeli acil ihtiyaç'
- 09:03 21 Ağustos 2025
- Ekoloji
WAN - Wan Kent Ekoloji Meclisi Sözcüsü Hanife Güzen, demokratik toplum perspektifiyle şekillenen ekolojik kent modelinin, halkın katılımı ve konfederal işleyişle mümkün olabileceğini söyledi.
Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında derinleşen ekolojik kriz, kentlerin geleceğine dair soruları sadece önemli değil, yaşamsal hale getiriyor. Wan özelinde, hem göl havzasındaki hızlı ekolojik tahribat hem de deprem riski, sürdürülebilir yaşam olanaklarını tehdit eden temel kırılma noktalarıdır.Bu nedenle, demokratik, katılımcı ve doğayla uyumlu bir ekolojik kent modeli artık ertelenemez.Ekolojik dönüşüm, Wan’ın sürdürülebilir bir gelecek kurabilmesi için mutlak bir zorunluluğu doğuruyor.
Wan Kent Ekoloji Meclisi Sözcüsü Hanife Güzen, demokratik toplum perspektifiyle şekillenen ekolojik kent modelinin, halkın katılımı ve konfederal işleyişle mümkün olabileceğini belirtti.
‘Yeşil alan oranı yüzde 40’a çıkarılacak politikalar sağlanmalı’
Hanife Güzen, demokratik toplumda ekolojik kentin merkeziyetçilikten uzak, halkın aktif katılımıyla şekillenen bir yapı olduğunu söyledi. Hanife Güzen, “Wan Kent Ekoloji Meclisi; yerel yönetimler ve sivil toplumla iş birliği içinde, konfederal bir modelle hareket etmektedir. Kent planlamasında binaların birbirinden uzak tasarlanması ve yeşil alanların artırılması hedeflenmektedir. Bu durum, hem hava kalitesini yükseltmekte hem de ısı adası etkisini azaltmaktadır. Avrupa’daki Kopenhag modeli gibi bisiklet yollarının genişletilmesi ve hibrit araçların teşvik edilmesi, karbon ayak izini düşürmektedir. Güney Kore’nin Yeosu kentinde uygulanan yeşil altyapı projelerinde olduğu gibi parklar ve koridorlar oluşturularak biyolojik çeşitlilik korunmaktadır. İlk aşamada, mahalle meclisleri aracılığıyla halkın ihtiyaçları belirlenmekte; ikinci aşamada, kentsel tasarımda yeşil alan oranını yüzde 40’a çıkaracak politikalar geliştirilmektedir. Son aşamada ise konfederal ağlarla deneyim paylaşımı yapılmakta ve kaynaklar ortak kullanılmaktadır. Bu yaklaşım, kapitalist yayılmacılığa karşı ekolojik dengeyi ve toplumsal eşitliği merkeze almaktadır” dedi.
‘Ekolojik barış ve toplumsal uyumu güçlendirmek’
Barış ve demokratik toplumda yol haritalarının, tahakkümcü yapılara karşı öz savunmayı ve ekolojik uyumu esas aldığını dile getiren Hanife Güzen, “Wan Kent Ekoloji Meclisi, yerel halk ve yönetimle el ele vererek barışı somut adımlarla inşa etmektedir. Su kaynaklarının ortak yönetimi için kurulan meclisler, kaynak çatışmalarını önlemekte ve toplumsal uyumu güçlendirmektedir. Kolombiya’daki barış süreçlerinde doğa koruma projeleri nasıl uygulanmışsa, Wan’da da orman tahribatına karşı eylemler düzenlenmekte; bu da barış kültürünü desteklemektedir. Her ay yapılan halk toplantılarında barış politikaları tartışılmakta ve kararlar alınmaktadır. Eğitim programlarıyla ekolojik barış bilinci yaygınlaştırılmakta, konfederal ağlarla bölgesel barış projeleri koordine edilmektedir. Bu yaklaşım, barışı yalnızca siyasi değil, aynı zamanda ekolojik bir temel üzerine oturtarak kalıcı hale getirmektedir” diye belirtti.
‘Konfederal ağlarla deprem dayanıklılığı sağlanmalı’
Wan’ın deprem bölgesi olmasının ve çarpık kentleşmenin, ekolojik planlamanın aciliyetini artırdığını belirten Hanife Güzen, bu konuda atılması gereken adımları anlattı. Hanife Güzen, “Wan Kent Ekoloji Meclisi, yerel yönetimlerle iş birliği yaparak kentsel yayılmayı kontrol altına almaktadır. Binalar birbirinden uzak tasarlanmalı, yeşil alanlar genişletilmelidir. Bu, depremde enerji dalgalarını dağıtarak riski azaltır. Örneğin, Japonya’nın Kobe kentinde deprem sonrası yeşil tampon bölgeler oluşturulmuştur. Biz de Wan’da benzer bir strateji uygulayabiliriz. İstanbul’da çarpık yapılaşmayı önlemek amacıyla geliştirilen düşük yoğunluklu planlama modeliyle trafik sıkışıklığı azaltılmıştır. Wan’da da bu yöntem örnek alınabilir. Deprem uzmanlarıyla risk analizleri yapılmalı ve sonuçları halk meclislerinde paylaşılmalıdır. Kentsel yoğunluğu düşürmek amacıyla yeşil alan projeleri hayata geçirilmelidir. Ayrıca, konfederal ağlarla deprem dayanıklılığı için bölgesel iş birliği sağlanmalıdır. Böylece, çarpık kentleşme önlenir ve depreme karşı dayanıklı bir kent oluşturulur” sözlerini kullandı.
‘Yeşil kent modeli Wan’a uyarlanabilir’
Wan özelinde ekolojik kent planlamasının, yerel ekosistemlerin korunmasını ve kentin sürdürülebilirliğini hedeflediğini belirten Hanife Güzen, Wan Kent Ekoloji Meclisi’nin göl havzasındaki tahribata karşı halkla ortaklaşa çalıştığını söyledi. Hanife Güzen, “Binalar birbirinden uzak planlanmalı, yeşil alanlar genişletilmelidir. Bu durum, göl çevresindeki erozyonu önler. Doğal göllerin etrafındaki sahil yolları ve inşaatlar, ÇED raporlarına uygun şekilde tasarlanmalıdır. Ancak mevcut durumda, Van Gölü’nün sazlıkları ve doğal arıtma sistemi tahrip edilmiş durumdadır. Göl; kanalizasyon suları, deterjanlar ve kimyasallarla kirlenmekte, arıtma tesislerindeki aksaklıklar ve yanlış politikalar bu durumu daha da ağırlaştırmaktadır. Almanya’daki Freiburg örneğinde olduğu gibi, güneş enerjisiyle desteklenen yeşil kent modeli Wan’a uyarlanabilir. Hibrit araçlar teşvik edilmeli, bisiklet yolları yaygınlaştırılmalıdır. Hollanda’nın su yönetimi projelerinden esinlenilerek Wan’da göl kirliliğine karşı drenaj sistemleri kurulabilir” ifadelerini kullandı.
Hanife Güzen, planlamanın ise şu şekilde olması gerektiğini kaydetti:
“*Göl çevresinde yeşil koridorlar oluşturularak ekolojik denge korunmalı, ÇED uyumlu projeler hayata geçirilmelidir.
*Bisiklet ve hibrit araç kullanımını artırmak için altyapı geliştirilmeli, araç trafiği minimize edilmelidir.
*Engellilerin yaşamını kolaylaştırmak amacıyla rampalar, erişilebilir bisiklet yolları ve yeşil alanlarda özel yollar yapılmalı; acil durum merkezleri engellilere uygun hale getirilmelidir.
*Halk toplantılarıyla bireyler; su kullanımını ve kimyasal tüketimini azaltmaya teşvik edilmeli, ekolojik farkındalık güçlendirilmelidir.
*Eğitim komisyonlarıyla bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı; dağların kıraçlaşması gibi sorunlar, halkın ortak çabasıyla ele alınmalıdır.”