
‘Ziyaretlerden barışa olan umudu büyüterek ayrılıyoruz’
- 09:05 6 Mayıs 2025
- Güncel
ANKARA - DEM Parti’nin “Asrın Çağrısı”nı toplumsallaştırmak amacıyla başlattığı ev ziyaretlerine dair bilgi veren Pakize Sinemillioğlu, “Ziyaretlerimizde Sayın Öcalan’ın çağrısının ne kadar güçlü bir çağrı olduğunu, barışa inancın tam olduğunu görüyoruz. Gittiğimiz yerlerde halkımız umutlu; barışın bir an önce gelmesini ve yetkililerin gerekli açıklamaları yapmasını istiyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (DEM Parti), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nı toplumsallaştırmak amacıyla başlattığı halk toplantılarının ardından, 10 Nisan itibariyle ev ziyaretleriyle halkla birebir görüşmeye devam ediyor.
Parti Meclisi (PM) üyesi Pakize Sinemillioğlu, ev ziyaretlerinde halkın taleplerine ve çağrıyı nasıl karşıladıklarına dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Algı operasyonlarına karşı halkla birebir temas içindeyiz’
DEM Parti olarak Kürdistan ve Batı’da 10 Nisan’dan bu yana ev ziyaretleri yaptıklarını belirten Pakize Sinemillioğlu, “Ev ziyaretleriyle yandaş medyanın barışa olan inancı zayıflatmaya çalışan dili ve propagandasına karşı halkımızla birebir temas halindeyiz.‘Sadece silahlar gömülecek, teslim edilecek, barış bu şekilde sağlanacak’ gibi söylemlerle algı operasyonu yapılmakta.
Biz de buna karşı tüm kurumlarımızla ev ev dolaşarak, neden barışa ihtiyaç duyduğumuzu, Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrının perspektifinin ne anlama geldiğini tek tek halklarımıza anlatıyoruz. Müthiş bir kitlemiz var, ancak medya aracılığıyla halkımıza ulaşımımız sınırlı. Halkımızın sorularını birebir yanıtlamak istiyoruz. Zaman zaman halkımızdan, ‘Acaba yine mi kandırılacağız?’ gibi sorular alıyoruz. Buna rağmen halk barışı istiyor” dedi.
‘Sebep savaşa aktarılan bütçe’
Kürt halkı başta olmak üzere tüm halkların savaşın bedelini ödediğini söyleyen Pakize Sinemillioğlu, ülkenin kaynaklarının savaşa aktarıldığını ifade etti. Pakize Sinemillioğlu, “Yüzyıldır süren bir savaş var; savaş koşullarında yaşıyoruz. Son 10 yıldır tüm halklara yönelik bir eziyet söz konusu; özellikle Kürt halkına adeta savaş ilan edilmiş durumda.Barışın artık Ortadoğu topraklarına bir an önce gelmesi gerekiyor. Bu topraklar artık kana doydu. Biz ne Kürt, ne Türk, ne de Çerkes olsun; hiçbir annenin ağlamasını istemiyoruz.Savaşa aktarılan kaynaklar halklar için kullanılsa ülkede ne yoksulluk olur ne de cinayetler.Halk bir şekilde topun ucunda bedel ödüyor. Bir kadın olarak söylüyorum: Hiçbir yaşam güvencemiz yok. Kadın cinayetlerini kanıksattılar; bunların altyapısında da savaş yatıyor. Bütün bu yoksulluğun, katliamların ve çözümsüzlüğün tek nedeni savaşa giden bütçedir. Eş genel başkanlarımızdan belediye başkanlarımıza birçok arkadaşımız rehin tutuluyor. Dolayısıyla herkesin tek bir talebi var: Bir an önce barış gelsin. Barış, halkların yararına olacak” sözlerini kullandı.
‘Açıklama yapılmalı’
Yapılan ziyaretlerde çağrının halk tarafından güçlü şekilde sahiplenildiğini belirten Pakize Sinemillioğlu, şöyle devam etti: “2013’te de bir barış süreci başlamıştı. HDP’nin çağrısıyla önemli bir noktaya ulaşılmıştı. O süreçte 3 yıl boyunca cenaze gelmemişti. Sonrasında Ankara’nın göbeğinde, Suruç’ta IŞİD eliyle yapılan katliamlar yaşandı. Sur’da, öz yönetim sürecinde yapılan katliamlar nedeniyle halkta bazı endişeler oluştu. 27 Şubat’taki deklarasyondan sonra bu korkular biraz kırıldı. Sayın Öcalan’ın çağrısı, bu atmosferde halkta ciddi bir karşılık buldu. Parti olarak bu çağrıyı birebir anlatıyor olmamız da büyük etki yarattı.
Artık en büyük soru ‘Sizi kandırırlar’ değil; halk, ‘Dikkatli olalım, ama bu çağrıya kulak verelim’ diyor. Ziyaretlerimizde Sayın Öcalan’ın çağrısının ne kadar güçlü olduğu, barışa inancın ne kadar yüksek olduğu görülüyor. Halkımız bu çağrıyla çok umutlu, başaracağımıza inanıyor. Çağrıdan dolayı gittiğimiz her yerde halk barışın bir an önce gelmesini ve yetkililerin açıklama yapmasını bekliyor."
‘Halk barışa olan inancını büyük bir coşkuyla ifade etti’
Devletin hâlâ bir çıkış yolu bulmamakta ısrar ettiğini söyleyen Pakize Sinemillioğlu, şunları dile getirdi: “Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim’de yaptığı çıkış, düştükleri çözümsüzlüğün bir sonucu olarak değerlendirilmeli. Bu adım bir karşılık buldu. İmralı Heyeti aracılığıyla Sayın Öcalan’la yapılan görüşmeler çok önemliydi.Devletin de tanıklık ettiği bu süreçte, hâlâ bir çözüm iradesi geliştirilmiyor.Biz bu nedenle kitlemizle bir araya gelip nasıl ses verileceğini konuşuyoruz. 8 Mart ve Newroz’da kitlelerimiz barışa olan inancını büyük bir coşkuyla ifade etti. Bu sahiplenme arttıkça, bizim de gücümüz artıyor. Adalet Bakanlığı ile bir görüşme yapılırken aynı gün Selahattin Demirtaş’a dava açılıyor. Ama halk artık buna inanmıyor. Barış olacaksa onurlu ve kalıcı bir barış olmalı. Bu barış sadece Kürtlere değil, Türkiye ve Ortadoğu halklarına da hitap edecek. Mermilere gidecek para kadınlara tank-top olarak dönmesin. İnsanlar aç, toplum geleceğini göremiyor. İntiharlar artıyor, toplum adeta bir cinnet hali yaşıyor. Kürt halkı nerede mücadeleyi yükseltiyorsa, orada umut büyüyor. Bunu tüm halklar görüyor, tanıklık ediyoruz. Halkımızdan aldığımız destekle barışı kurmamız gerekiyor.”
‘Ziyaretlerde barışa olan umudu büyüterek ayrılıyoruz’
Ziyaretlerde barış talebinin öne çıktığını aktaran Pakize Sinemillioğlu şu ifadeleri kullandı: “Gittiğimiz her görüşmede barış talebini duyuyoruz. Yenimahalle ilçemizde yaptığımız bir ev ziyaretinde 60’a yakın kişiyle bir araya geldik. Barışa olan umudu büyüterek oradan ayrıldık.1 Mayıs alanlarında gençlerle, kadınlarla bu çağrıyı haykırdık. Kürdistan ve Batı’da bu görüşmelerde öne çıkan en önemli şey; halkın çağrıyı sahiplenmesi ve barışa olan inancıydı.Halk bir an önce bu topraklara barış gelsin diyor. Halklarımız bu çağrıya inatla sahip çıkmalı.Barışı kurmak zor, savaşın kaybedeni vardır. Ama barış her zaman kazandırır. Bu nedenle onurlu ve umutlu barışta ısrar ediyoruz. Halklar barışı talep etmeli.”