
Erkek şiddetine karşı örgütleniyorlar
- 09:03 8 Temmuz 2025
- Güncel
AMED – Kadın katliamlarındaki artışa ve katliamların meşrulaştırılmasına karşı hazırlık içerisinde olduklarını vurgulayan TJA aktivisti Bahar Peker, “Köylerde toplantılar alacağız, kominleri oluşturacağız. Bu çerçevede yürüyeceğiz, diğer kadın kurumları ile de iletişimde olacağız” dedi.
Kürdistan ve Türkiye kentlerinde son dönemde kadın ve çocuklara yönelik katliamlar dikkat çekici biçimde artış göstermekte. Her gün bir kadın daha katledilirken, gündemde faillerin kim olduğu değil, yalnızca “Bir kadın daha öldürüldü” haberleri yer almakta ve bu durum kadın katliamlarını adeta sıradanlaştırmakta. Mikrofon uzatılan ailelerin “Devlet neden ceza vermiyor?” ve “Kadın kurumları neden sessiz kalıyor?” soruları ise yanıtsız kalan bir çığlık olarak yankılanmayı sürdürmekte.
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Bahar Peker ile artan kadın katliamlarını konuştuk.
İlk olarak artan kadın katliamlarının sayısına dikkat çeken Bahar Peker, 2024-25 yılları arası kadın katliamlarının sayısal olarak en fazla arttığı zaman dilimi olduğunu kaydetti. Bahar Peker, “Cezasızlık politikaları da erkek bakış açısını daha da artırıyor. İstanbul Sözleşmesi feshedildiğinde hepimiz alanlara çıktık ve feshedilmemesini talep ettik. Çünkü eğer sözleşme feshedilirse ne kadının ne ailenin ne de çocuğun korunmayacağını söyledik. Bu anlamda birçok alandan kadınlarla bir araya geldik ve bunun için direndik. Bu fesih daha çok kadın katliamını ve çocuk katliamını beraberinde getirecekti. Yapılan cezasızlıklarla beraber bu zihniyette olan failler birbirinden güç alıyor. Bu anlamda bunu yapanlar en büyük cezaya çarptırılmalı ki bu tür katliamların önü kesilsin” diye konuştu.
‘Gücümüzü daha da büyütmemiz gerekiyor’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadınların kadın ve çocuk katliamlarındaki sessizliğini, Narin Güran örneğini vererek eleştirdiğini hatırlatan Bahar Peker, “Kürt Halk Önderi’nin eleştirisi yerinde bir eleştiri. Bu noktada bizim gücümüzü daha da büyük bir hale getirip sokaklara çıkmamız gerekiyordu. Alanlara çıktık da aslında ama eksikliklerimiz oldu. Narin Güran katledildiğinde biz o köye de gittik, aile ile de görüştük. Diğer bütün kurumlarla bir araya gelerek gücümüzü büyütmemiz gerekiyor. Her ne kadar yürüyüşlere falan da çıksak bunlarda eksiklik oluyor” diye devam etti.
‘Köylerde kominler oluşturacağız’
Artan kadın katliamlarının önünü kesmek amacıyla bir çalışma hazırlığı içerisinde olduklarının altını çizen Bahar Peker, son olarak şu sözlere yer verdi: “Bir barış sürecindeyiz ve bu süreçte toplumla iletişimimizi kuvvetlendirmeliyiz. Onlarla bazı bilinçlendirme atölyeleri yaparak tartışmalar yürütmeliyiz. Bunları da ev ev gezerek yapmalıyız. İçinde olduğumuz dönemde asimilasyonun, kadın ve çocuk kırımının, madde bağımlılığının en büyüğü ile yüz yüzeyiz. Bu da özel savaşın sonuçları. Bunları halk ile tartışma noktasında eksik kalıyoruz. Önümüzdeki günlerde özellikle kadınlarla gündemimizi derinleştirirsek, atölyeler düzenlersek bu tür katliamların önünü keserek en aza indirgeyebiliriz. Bu süreçte TJA olarak ağırlıklı kadınlarla olacak şekilde toplantılar alalım dedik. Bu toplantıları da ilk olarak köylerden başlatacağız. Köylerde kominleri oluşturacağız. Bu çerçevede yürüyeceğiz, diğer kadın kurumları ile de iletişimde olacağız. Kadın katliamı sorunları sadece TJA’nın değil tüm toplumun, tüm kadın kurumlarının sorunu. Kadınların bir olup bu önemli süreçte beraber yürüyerek öz savunmasını göstermesi gerekiyor.”