Halise Aksoy: Üç yıl cenaze için başvurdum en sonunda kargoyla verdiler

  • 15:23 6 Eylül 2025
  • Güncel
MÛŞ - Ölüye Saygı İnisiyatifi'nin “Barış İnşasında Ölüye Saygı ve Adalet” panelinde söz alan Halise Aksoy, “Üç yıl cenaze için başvurdum, en sonunda kargoyla verdiler” dedi.
 
Ölüye Saygı İnisiyatifi, Mûş’ta “Barış İnşasında Ölüye Saygı ve Adalet” konulu panel düzenledi. Panele çok sayıda kişi katılırken, ilk oturumda yazar Murat Mıhçı, oğlu Agit İpek'in kemikleri kargoyla teslim edilen Halise Aksoy ve Hafıza Merkezi Eş Direktörü Esma Yaşar söz aldı. 
 
İlk olarak söz alan Murat Mıhçı, yüzyıllar önce yaşanan acıların halkların birbirleriyle olan köprülerini yıktığına dikkat çekerek, “Yürütülen sürecin başarılı olması için yaşanan acıları anlamanın yolu olmalıdır. Halen mezarları bile belli olmayan insanlar var. Biz bulunduğumuz yerlerde mezarları ziyaret ediyoruz. Ya mezarı olmayanlar? Benim halkımın 1914-15’ten itibaren bu coğrafyada mezarları belli değil. Cumartesi Anneleri eylemine ilk katıldığım zamanda o dönemde sadece Ermenilerin acılarının bu konuda önde olduğunu düşünürdüm. Kürtlerin annelerini de tanıdım. Onlar da mezarlarını bulamıyordu. Bu anlamda bu tarz inisiyatiflerin çok değerli olduğunu düşünüyorum. İnsanlık onuru galip çıkacak” dedi.
 
Halise Aksoy: Oğlumun cenazesi için çok yere başvurdum
 
Agit İpek'in annesi Halise Aksoy, o süreçte yaşadıklarını anlattı. Halise Aksoy, “Agit 15 yaşında iken iki kez gözaltına alındı. Gözaltılardan sonra Agit PKK’ye katıldı ve ta ki şehit düşene kadar nerede olduğunu bilmiyordum. Cenazemizi almak istedik ama bize vermediler. Bize çok hakaret ettiler. Başvurmadık bir yer bırakmadık. Üç yıl sürekli başvuru yaptık.  Oğlumun cenazesini almak için çok uğraştım. En sonunda Agit’imin cenazesini kargo ile teslim ettiler. Yaptıkları ile aslında bana ‘pişman’ olduğumu söyletmekti, ama ben asla pişman olmadım. Hayatlarını kaybeden herkes benim için Agit’tir. Hepsi için ciğerim yanıyor. Başlatılan barış süreci inşallah sonuca ulaşır ve barış sağlanır” dedi.
 
Halise Aksoy’un konuşmasının ardından salonda bulunanlar, “Şehîd namirin” sloganını attı.
 
‘Acılar hala devam ediyor’
 
Hafıza Merkezi Eş Direktörü Esma Yaşar, Hafıza Merkezi’nin kuruluşunun ortaya çıkış şeklini ve yürüttükleri çalışmalara değindi. Kürdistan’da devlet şiddetinin devam ettiğini kaydeden Esma Yaşar, 90’lı yıllarda devletin şiddet pratiğinin kaybettirme olduğunu hatırlattı. 2000’lerde ise toplantılarda, gösterilerde ölümlerin yaygınlaştığını söyleyen Esma Yaşar, devletin her dönem “cezasızlık” politikasında ısrarcı olduğunu ve bunun ırkçı, milliyetçi rejimle vücut bulduğunu sözlerine ekledi. Esma Yaşar, “Hala zorla kaybetmelerde bedeni bulunmayan insanlar var. Bunların hakikatleri hala ortaya çıkmış değil. Geçmişle yüzleşme, hesaplaşma hakikat hakkıyla çok bağlantılı. Geçmişte olan geçmişte kalmıyor. Acılar bugün de devam ediyor. Aydınlatılmayan soykırım, katliam bir şekilde yaşamımıza sirayet ediyor” dedi.
 
‘Devlet hakikati unutturma üzerine kurulu’
 
Esma Yaşar, devamında şöyle konuştu: “Devletin resmi tarih anlatısı hakikati unutturma üzerine kurulu. Bu nedenle baktığımızda Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, Ermenilerin hakikati ortaya çıkıyor. Hakikatin ortaya çıkarılması toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir olgu. Ölüm sonrası şiddet pratiğini görüyoruz. Ermeni soykırımı, Sivas, Çorum, Maraş çok ağır konular. Ölüler üzerinde bir egemenlik te kurulmaya çalışılıyor. Ölüler dahi inkar ediliyor, yok edilmek, tarihten silinmek isteniyor. Bu ölüm siyaseti, yaşayanları kapsadığı kadar, ölüleri de kapsıyor. Hem yaşayanların hem ölülerin tanınmasının mücadelesini veriyoruz. Geçmişle yüzleşme öncelikle mağdur odaklı bir yaklaşım. Geçmişle yüzleşmenin temel hedefi geçmişte yaşanan tüm mağduriyetlerin ortaya çıkarılmasıdır. Geçmişte olanlar hiçbir zaman telafi edilemez. Bu gerçeklikle yaklaşmalıyız. Ama mağdurun hakkının verilmesi gibi durumlarla mağdurların yükü hafifletilebilir.”
 
Panel, ikinci oturumla devam ediyor.