Mûş’ta barış zinciri oluşturdular
- 23:12 1 Eylül 2025
- Güncel
MÛŞ – Mûş’ta 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla TJA öncülüğünde Murat Köprüsü’nde barış zinciri oluşturuldu. Çok sayıda kadının katıldığı etkinlikte barış, eşitlik ve özgürlük mesajları verildi.
Mûş’ta Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Murat Köprüsü’nde “Demokratîk Toplum İçin Barışa Ses Ver” şiarıyla barış zinciri gerçekleştirildi. Etkinlikte “Jin Jiyan Azadî” pankartı açılırken sık sık “Bîjî Yekîtiya Gelan”, “Bîjî Aşîtî”, “Jin Şer Naxwazin Aşitiyê Dixwazin”, “Bîjî Tekoşîna Jinan” sloganları atıldı.
Etkinliğe, Halkların Demokratik Partisi (DEM Parti) il ve ilçe yöneticileri, Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, belediye eş başkanları, Barış Anneleri, kadın örgütleri ve çok sayıda kadın katıldı.
‘Kadınlar erkek egemenliğini kabul etmemiştir’
Etkinliğin ardından konuşan Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, Mûşlu kadınların ve annelerin barışı istediklerini ve barışa sahip çıktıklarını belirtti. Sümeyye Boz, “Bu görüntü bize moral ve umut veriyor. Siz bugün burada bize güç verdiniz ve bugün bize verdiğiniz güç için teşekkür ederiz. Bu güçten dolayı, bugüne kadar gelmiş kadın mücadelesine değinmek istiyorum. Savaşlarda barışı savunan kadınlardır. Erkek egemenliği altında ya da savaşın altında kadınlar yok edilmeye çalışılmış; yok olmaya, zorluklara rağmen erkek egemenliğini kabul etmemiştir, büyük bir mücadele vermiştir” dedi.
‘Kadın öncülüğünde barışı bütün dünyaya armağan edeceğiz’
Sümeyye Boz, kadınların kendi mücadelelerini yarattığını belirterek şunları söyledi: “27 Şubat'ta İmralı'da yapılan çağrı, demokratik bir toplum, kadınlar için de bir Rönesans'tır. Öyle ki, kadınların mücadele yazısını okurken, bütün haklar için yeni bir Rönesans'ın başladığını görüyoruz. Kadın yaşamı için, kadının varlığı için yeni bir yaşam, yeni bir varoluş; bütün dünyada bunun üzerine konuşuluyor ve tartışılıyor. Oradaki mücadele, bütün dünyada, bütün toplumda kabul edilmiş bir mücadeledir. Kadınların mücadelesi, Eylül'de biz kadınların sesini, kadının iradesini ve kadın barışını ortaya çıkarıyor. Gayet iyi biliyorlar ki kadınlar kavga, gürültü yok eder, haksızlıkları durdurur ve bu rolü üstlenirler. Yıllardan beri çıkan her kavgada annelerimiz başlarındaki beyaz yazmayı yere attılar ve o kavgaları durdurdular. Bugün de kadın öncülüğünde bu barışı bütün dünyaya armağan edeceğiz, bu mücadeleye armağan edeceğiz. Özgürlük, barış kadınların eliyle gelecek bu ülkeye; biz bu mücadeleyle, bu ruhla getireceğiz.”
‘Kadın arkadaşlar buraya emek vererek geldiler’
Ardından konuşan Mûş DEM Parti Eşbaşkanı Çiçek Tutuş, barışın anahtarının kadınların elinde olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Kadın arkadaşlar buraya emek vererek geldiler. 27 Şubat’ta asrın çağrısı yapıldı. Bu çağrı, barış ve demokratik toplum çağrısıyla başladı. Önderlik her şeyden önce barışa öncelik verdi. Eğer demokratik bir toplum oluşacaksa, bunun anahtarı barıştan geçer. Her gün çocuklarımız katledildi. Ekin Wan bunun bariz bir örneğidir. Savaş gerçekliğinde çıplak bedeni teşhir edildi. Her gün çocuklarımızın kemikleri kutularla ellerimize verildi. Bizler geri adım atamadık. 52 yıllık bir mücadele var ve bu mücadelede binlerce şehidimiz oldu. Rojava’da on üç bin şehit verdik, ama hiçbir şekilde barış için geri adım atamadık. Evet, çok fazla kaybımız oldu ama biz burada yine barışı konuşabiliyoruz. Önderlik her zaman ‘varlık tamamlandı’ diyor. Yüzyıllık devlet üzerine kurulan, inkâr edilen bir Kürt gerçekliği var.”
‘Anayasal ve hukuksal olarak barış artık gerçekleşsin’
Daha sonra söz alan Mûş Belediye Eşbaşkanı Tuba Sayılğan ise 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’yla birlikte, Kürtlerin kendi aralarında birlik, bütünlük ve barış sağladığını söyledi. Tuba Sayılğan, “Yüzyıllardır bu topraklarda Kürt ve Türk halklarının beraber yaşadığı gerçeklikle birlikte, tekrardan tüm Türkiye halklarının beraber, kardeşçe yaşadığı bir ülke temenni ediyorum. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’yla birlikte, başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu ve tüm dünyada ezilen halkların, ezilen ulusların kendi haklarını ve varlıklarını kazandığı bir dünya temenni ediyorum. Komisyonun çalışmasıyla birlikte diliyoruz ki anayasal ve hukuksal olarak barış artık gerçekleşsin ve somut adımlar atılsın. Bütün annelerimiz de bu adımı bekliyor” şeklinde konuştu.