AMED – DEM Parti Çocuk Komisyonu’nun düzenlediği "Çatışma ve Çözüm Süreçlerinde Çocuk" konulu konferansın 2’nci ve 3’üncü oturumunda, dünyanın dört bir yanında savaşların sürdüğü belirtilirken, bu savaşların çocuklar üzerinde büyük tahribatlar yarattığına dikkat çekildi.

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu, "Çatışma ve Çözüm Süreçlerinde Çocuk" konulu konferansını Amed’in Yenişehir ilçesinde bulunan Çand Amed Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdi. Devam eden konferansın 2’nci ve 3’üncü oturumunda “Savaş ve çatışma ortamlarının çocuklar üzerindeki etkileri” ve “Barış inşasında çocuk” başlıkları ele alındı. 

 

İkinci oturumda konuşan DEM Parti Çocuk Komisyonu üyesi avukat Huriye Hamidi, sözlerine, çatışmalı süreçte katledilen çocukları anarak başladı. Huriye Hamidi, çatışma ortamlarının, hak ihlallerine gebe olduğunu ve çocukları daha çok etkilediğini belirterek, “İnsanlar bu savaş ortamında yaşamını yitiriyor. İnsanın kişiliğine bağlı ve devredilmeyen bir haktır insan hakkı. Biz çözüm hakları aktivistleri olarak sadece yaşam hakkını değil, bütünlüklü olarak çocukların haklarını gözetiyoruz. Çocuk hakları sözleşmesi, ‘Her taraf devlet çocuğun hayatta kalmasını sağlamalıdır. Bu ihlal edilince adil ve etkin yargılanmalı, toplumun inancını zedelemeyecek yaptırımlar uygulanmalı’ diyor. Kürdistan’da çok ciddi müdahaleler sonucu çocukların yaşam haklarının ihlal edildiğini görüyoruz. Net sayılara ulaşmak çok zor. Çünkü alanda sadece STK ve aktivistler var, devlet bu alanda veri tutmuyor, kaçınıyor” sözlerine yer vererek devletin uyguladığı ihlallere dikkat çekti.

 

 “Barış inşasında çocuk” başlıklı üçüncü ve son oturumda ise Kuzey ve Doğu Suriye Stêrk Çocuk Haklarını Koruma ve İzleme Derneği Eş Sözcüsü Julîa Cengîdar Xelo, Zoom üzerinden bağlanarak Rojava deneyimlerini aktardı.

 

‘Ölümün olmadığı yerde bile ciddi bir psikolojik tahribat var’

 

Suriye’de  2011 yılından bu yana savaş olduğunu ve bu savaş ortamında çoğunlukla çocukların etkilendiğini aktaran Julîa Cengîdar Xelo, “Bu savaş çocukların üzerinden yürütüldü ve çocuklara fiziksel ve psikolojik zarar verdi. Burada yürütülen savaş, aile ve toplum üzerinde ciddi baskılar kurdu. Yüzlerce çocuk yaşamını yitirdi ya da farklı açılardan etkilendi. Tabii bir yandan da savaşlar devam ediyor, büyük acılar yaşanıyor. En büyük acı da ailelerin çaresizliği. Aileler tehdit altında. Ayrıca o bölgelerde askeri ve özel savaş yürütülüyor. Anlık olarak fark edilmese de psikolojik tahribat çocuklar üzerinde zamanla fark ediliyor. Doğrusu, çocuklar birçok açıdan zorluk çekiyor. Yaşamını yitiren çocukları da anabiliriz. Ölümün olmadığı yerde bile ciddi bir psikolojik tahribat var” ifadelerini kullandı.

 

‘Herkes sessiz kalıyor…’

 

Julîa Cengîdar Xelo, herkesin gözü önünde çocukların yaşam haklarının ihlal edildiğini kaydederek, “Suriye ve bütün dünya buna sessiz kalıyor. Çok zorluk çekiyoruz. Kirli zihniyetler olsa da ailelerin çocuklarıyla ilgili bilinçlendirilmesi gerekiyor. Özel savaş kirli bir zihniyet ortaya çıkarıyor. Biz kurumsal olarak buna karşı mücadele yürütüyoruz. Bir çözüm bulmak için birçok yolu deniyoruz. Elimizden gelen her şeyi yapmaya devam ediyoruz ve en büyük acımız işgal altındaki bölgeler. Şu an bile o bölgelerde çocuklar savaşın, tecavüzün ve tacizin mağduru oluyor. Herkes bir adım atmalı. Bir çocuk şiddete uğradığında gözümüzü kapatamayız. Çocukların hayallerine sahip çıkmalıyız. Kazanmak için adım atmazsak yarın daha büyük kayıplarla karşılaşabiliriz. Onlar bizim geleceğimiz” dedi.

 

Konferans, değerlendirme ve soru-cevap şeklinde sona erdi.